Hukukta dönüşüm şart: Adaletin tesisi için yapısal reformlar gerekiyor
İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan ve Türkiye hukuk sisteminin yıllık panoramasını sunan Hukuk İzleme Raporu 2024, veriye dayalı somut bulgular ve çözüm önerileriyle adalet sisteminin kronik sorunlarına ışık tutuyor.
İLKE Vakfı, toplumsal meselelerle ilgili bilgi, politika ve strateji üretme misyonu doğrultusunda, Hukuk İzleme Raporları serisinin altıncısını yayımladı. Rapor, yargı bürokrasisinden yüksek yargı organlarına, insan haklarından alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine kadar geniş bir alanı kapsamakta. Hazırlanan bu raporlar, akademik bir bakış açısıyla sivil toplumun perspektifini bir araya getirerek alana katkı sağlamaktadır. Raporun temel hedefi, hukuk sisteminin yapısal işleyişini, temel hak ve özgürlüklerin korunma düzeyini ve adaletin kurumsal kapasitesini veriye dayalı biçimde analiz etmektir.
Adalette güven ve etkinlik sorunları odakta
Hukuk İzleme Raporu 2024, hukuk sisteminin güncel sorunlarını görünür kılarken, özellikle makul sürede yargılanma hakkı ihlalleri, ceza infaz sisteminin caydırıcılığının yetersizliği ve önleyici adalet mekanizmalarındaki eksiklikler nedeniyle yargıya güven probleminin etkisini artırarak devam ettiğini vurgulamaktadır.
Bulgular
Adil Yargılanma Hakkı İhlalleri: AYM bireysel başvurularında verilen ihlal kararlarının büyük bölümü adil yargılanma hakkına ilişkindir. Makul sürede yargılanma hakkı ihlalleri ise en yaygın sorunlardan biridir.
Aşırı İş Yükü ve Personel Eksikliği: Hakim başına düşen yüksek dosya sayısı, adil ve hızlı yargılama süreçlerini zayıflatmaktadır. Özellikle idari yargıda hakim açığının karşılanamaması, dava sürelerini belirgin şekilde uzatmaktadır.
Cezaevi Nüfusu: Türkiye, OECD ülkeleri arasında en yüksek cezaevi nüfus oranına sahiptir. Bu durum cezalandırma politikalarının yeniden değerlendirilmesi gereğini göstermektedir.
Suça Sürüklenen Çocuklar: Aile içi şiddet, sosyo-ekonomik koşullar ve madde bağımlılığı gibi faktörler çocukların suça sürüklenmesinde başat rol oynamaktadır. Bu alanda koruyucu ve önleyici sosyal politika yaklaşımlarının güçlendirilmesi gereklidir.
Yasal Düzenlemelerin Etkisi: Ekonomik dalgalanmalar sırasında yapılan hızlı ve öngörüsüz yasal değişiklikler, kira uyuşmazlıkları örneğinde olduğu gibi yargısal iş yükünü daha da artırmaktadır.
Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Yaygınlaşması: Arabuluculuk, uzlaştırma ve tahkim mekanizmaları yargı üzerindeki yükü azaltarak daha hızlı çözümler sunmaktadır. Özellikle sigorta tahkimi, trafik sigortası uyuşmazlıklarında etkin bir çözüm yolu haline gelmiştir.
Yüksek iş yükü ve kapasite sorunları yargı sistemini zorluyor
İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından “Hukuk İzleme Raporu 2024” yayımlandı. Altıncısı hazırlanan bu rapor serisi, hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde Türkiye hukuk sisteminin işleyişine somut katkı sunmayı hedefliyor. Rapor, yargı sisteminin yapısal işleyişini, temel hak ve özgürlüklerin korunma düzeyini ve adaletin kurumsal kapasitesini veriye dayalı biçimde analiz ederek, mevcut hukuk normları ile adaletin ne ölçüde tesis edilebildiğine dair kapsamlı bir tablo ortaya koyuyor.
Yargıya güven ve makul süre sorunu devam ediyor
Rapor, yargıya güven probleminin etkisini artırarak sürdüğünü, makul sürede yargılama hakkı ihlallerinin ve ceza infaz sistemi yetersizliklerinin bu sorunu derinleştiren başlıca nedenler arasında yer aldığını belirtiyor. Adil yargılanma hakkı kapsamında verilen ihlal kararlarının önemli bir kısmını, davaların makul sürede sonuçlandırılmaması oluşturuyor. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvuruların büyük bölümünü bu ihlaller oluşturmakta. Bu sorunun giderilmesi için, özellikle Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri (AUÇY) ve arabuluculuk mekanizmalarının yaygınlaştırılması, klasik yargı süreçlerinin yükünü hafifletecek etkili bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Yargı kapasitesi artan dosya yükünü kaldıramıyor
2024 yılı verileri hem ilk derece hem de yüksek yargıda (Yargıtay ve Danıştay) dosya sayısındaki artışın mevcut insan kaynağı kapasitesini aştığını gösteriyor. Örneğin, idare ve vergi mahkemelerinde hâkim başına düşen dosya sayısı 2024’te 510 olarak kaydedildi. Son on yılda hukuk, idare ve ceza mahkemelerindeki toplam dosya sayısında sürekli bir artış eğilimi gözleniyor. Bu durumun iyileştirilmesi için hakim ve savcı sayısının artırılması ve insan kaynağının niteliksel olarak güçlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Cezaevi nüfusu
World Prison Brief (WPB) 2024 verilerine göre Türkiye, Avrupa Konseyi ülkeleri içinde 100 bin kişi başına 488 tutuklu ve hükümlü oranıyla en yüksek cezaevi nüfusuna sahip ülke konumunda. Bu tablo, önleyici adalet modellerinin ve aile arabuluculuğu gibi uygulamaların yaygınlaştırılmasının toplumsal huzur ve yeniden suç işlemeyi önleme açısından büyük önem taşıdığını göstermektedir.
Sosyal dinamikler
Rapor, suça sürüklenen çocuklar sorununda aile içi şiddet, sosyoekonomik koşullar, eğitim sistemi, sosyal medya ve madde bağımlılığı gibi sosyal faktörlerin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Bu kapsamda, uzlaştırma kurumunun güçlendirilmesi ve onarıcı adalet anlayışının yaygınlaştırılması, toplumsal çözüm kültürünü destekleyecek bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır.
Göçmen haklarında insan onuru temelli yaklaşım
Geri Gönderme Merkezleri’ndeki uygulamalar ve idari gözaltı süreçleri halen eleştiri konusu olmaya devam ediyor. Rapor, kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkı ve insan onuru ilkesi çerçevesinde göç politikalarının yeniden ele alınması gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca, dijitalleşme ve dava yönetiminde verimliliği artıracak uygulamaların geliştirilmesi, insan hakları temelli yargı yönetimi için yeni fırsatlar yaratacaktır.
Yeni anayasa süreci bir fırsat
Rapor, hukukun üstünlüğü ilkesinin yalnızca normatif değil, uygulama düzeyinde de güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Yeni bir anayasa süreci, yüksek yargı organları arasında amaç birliği sağlanması ve AYM kararlarının bağlayıcılığının güvence altına alınması açısından önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Hibya Haber Ajansı